Jump to content
Posted
Mehmet ile Handan öğrenci olup, aynı evi
paylaşmaktadırlar. Bir gün Handan ve Mehmet, Mehmetin annesini yemeğe
davet ederler, Mehmetin annesi akşam yemeği süresince Handanı uzun uzun
süzer ve aslında Handanın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu , acaba
aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut
olup, olmadığını merak eder. Aklını okumuşçasına Mehmet annesine der ki:
Ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok.
Akşam yemeğinden sonra Mehmetin annesi evine döner. Aradan bir iki gün
sonra Handan der ki: Mehmet,annen bize yemeğe geldiğinden
beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum. Mehmet yanıtlar: Annemin almış
olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup
yazayım. Oturur ve yazar: Anneciğim, Gümüş çorba kasesini sen aldın
demiyorum, ama almadın da demiyorum. Fakat konu şu ki: sen bize yemeğe
geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. sevgiler oğlun Mehmet.

Bir hafta sonra Mehmetin annesinden mektup gelir: Sevgili oğlum: Handanla
yatıyorsun demiyorum, ama yatmıyorsun da demiyorum. Fakat konu şu ki:
Handan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş
olurdu.
Sevgiler annen.

Gelen bir mail...

Featured Replies

  • Author
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş .. Aziz Pederin karşısında cennetin kapısında dururken arkasında saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş, ve sormuş :
- Bu saatler ne böyle?
Aziz Peder cevap vermiş :
- Bunlar yalan saatleri. Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır.. Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder..
Ramsfeld :
- OO, peki bu kimin saati?
- Bu Azize Teresa'nın saati.. İbre hiçbir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş..
- İnanılmaz, demiş Ramsfeld. Peki bu kimin saati? Aziz Peder cevap vermiş :
- Bu Abraham Lincoln'ün saati. İbre iki kez hareket etti, yani Abe tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi..
En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş :
- Peki Bush'un saati nerede?
- Bush'un saati İsa'nın ofisinde, İsa onu vantilatör olarak kullanıyor...

maillere devam :)
hehe :D mailler süpermiş hakkaten bende bi tane ekliyeyim :)

[i]Bu hikaye kuru fasulyeye bayılan bir adamın Hikayesi. Fakat bu aşırı
düşkünlük her zaman onu utandıracak etkisini gösteriyormus.
Birgün bir kıza aşık olmuş. Evlenmeleri kesinleştiğinde "karım benim bu halime
katlanamaz"
deyip fasulye yemekten vazgeçmiş. Evlendikten bir kaç ay sonra
işten eve gelirken yolda arabası arızalanmış. Kasabada yaşadıkları için
evi arayıp yürümek zorunda olduğunu ve geç gelebileceğini söyleyip
telefonu kapatmış.
Yolun üzerinde bulunan bir cafe'nin yanından geçerken fırında fasulye
kokusu etrafını sarmış. Yolunun uzun olduğnu ve fasulye yese bile
etkisinin eve varıncaya kadar geçeceğini düşünmüş. İçeri girmiş cıkana kadar
üc büyük porsiyon yemiş. Tüm yol boyunca "pit-put" ata ata eve gelmiş.
Karısı onu kapıda karşılamış ve heyecanla "sevgilim sana akşam yemeğine en
güzel sürprizi hazırladım" demiş ve gözlerini bağlamış. Adamı masanın
başına oturtup bandı açmaması için söz almış. Bu sırada adam içinden
bir tane daha geldiğini farketmiş. Tam karısı gözündeki bandı çıkaracakmış ki
telefon çalmış. Kadın gidip telefona bakmış. Karısı gittiği icin adam firsat
bu firsat deyip ağırlığını bir bacağına verip salmış. Sadece gürültülü
çıktığı ile kalmamış, bozuk yumurta gibi de kokmuş . Adam bir süre
nefes alma zorluğu çekmiş ve etrafındaki havayı dağıtmak için peçeteyi
kullanmış. Tam rahatladım derken yeni bir tane daha gelmiş. Ayağını kaldırıp
"rriiiipppp" diye salmış. Bu seferki hakikaten kocaman bir şeymiş. Camlar
zıngırdayıp, masadaki tabaklar yerinden oynamış ve bir dakika sonra masadaki
çiçekler solmuş. Karısının hala telefonla konuşup konuşmadığına kulak kabartmış
ve söz verdiği üzere gözündeki bandı çıkarmamış. Neyse ki karısı konuşmaya
devam ediyormuş. Adam on dakika boyunca hep böyle salıp peçeteyle
kokuyu uzaklaştırmış. Telefondaki "bye-bye" lardan konuşmanın bitmeye
yakın olduğunu anlayınca (yalnızlığının ve özgürlüğünün sonunu işaret
eden) peçeteyi düzgün bir şekilde dürüp kucağına bırakmış ve ellerini
üzerine koymuş. Karısı geri döndüğünde tam bir masumiyet tablosu çizip
memnun bir şekilde gülümsüyormuş. Karısı uzun konuşmadan ötürü özür
dilemiş ve gözündeki bandı açıp açmadığını sormuş. Açmadığına
dair söz alınca "sürpriz" diye haykırmış.
Adam dehşetle doğum günü partisi için masanın etrafina oturmuş
olan 16 arkadaşını görmüş.[/i]

Gelen bir mailden :)
zuhahahaha acaip iyiymiş
eheheh 1. cisi pek bir zekice...
haha adamlar forward mail seviyorlar demek ki, bir de orcolog efendi utanmadan buraya yazmışsın. şahsen bana forward mail atanları dövme taraftarıyım ona göre
  • Author
[quote name='Shevarash' post='39707' date='Jun 27 2006, 10:50 AM']
haha adamlar forward mail seviyorlar demek ki, bir de orcolog efendi utanmadan buraya yazmışsın. şahsen bana forward mail atanları dövme taraftarıyım ona göre
[/quote]

Yaa sen git bir baltaya sap ol önce She. sen git döv istersen okursun istersen okumazsın zorla mı okuttu arkadaşım baktın rcolog topic açmış uzak dur hatta toz ol lanet k.çını çek buralardan tamam mı dostumm :)

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Guest
Reply to this topic...