Bir Gerilim Filmi Karakteri Olduğu Tahmin Edilen 8 Yaşındaki Çocuğa Belediyeden Ağaç Ev Sözü

Sergilediği hal ve hareketlerle tipik bir gerilim filmi karakteri çizen 8 yaşındaki Metincan Karabulut’a sonunda devlet yardım elini uzattı. Son derece içine kapanık bir kişiliğe sahip olan minik Metincan’ın, boş bulduğu yere ölüm temalı karmakarışık resimler çizdiği ve geceleri hiç olmayacak şahıslar tarafından odasında ziyaret edildiği öğrenilirken, baba İstemi Karabulut, Metincan’ın belediye tarafından inşa edilecek ağaç evde yaşamaya başlayacağı günü iple çektiklerini belirtti.

[b]Rahmetlilerle sık sık görüşüyor[/b]

Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde yaşayan Karabulut ailesinin iki çocuğundan biri olan 8 yaşındaki Metincan Karabulut’un bir gerilim filmi karakteri olduğunun anlaşılmasının ardından ailesi zor günler geçiriyor. Çocuklarının tuhaf hareketleri üzerinde ilk başlarda fazla durmadıklarını belirten anne Menkıbe Karabulut, “Yani sürekli ölmüşlerden bahsetmesi bizi içten içe kaygılandırıyordu ama büyüklerine saygıda kusur etmeyen vefalı bir çocuğumuz var deyip geçiştirdik hep. Bayram değil, birinin sene-i devriyesi değil, illa da kabristana gidelim diye tutturuyordu. Hayırdan, olmazdan da anlamıyor, mecburen kar demeden, kış demeden gün aşırı mezarlık ziyaretine gider olduk. 'Ufacık çocuk, ne güzel ölmüşlerimize dua ediyor, fatiha okuyor' diye sevinirken, bir baktık basbayağı rahmetlilerle sohbet ediyor bu.” sözleriyle Metincan Karabulut’un ilginç isteklerinin arkasında yatan gerçeği ortaya koydu.
[b]
Sayfalarca aynı şeyi yazmış[/b]
Metincan’ın davranışlarının okulların açılmasıyla birlikte iyice dikkat çekici bir hal aldığını ifade eden baba İstemi Karabulut ise, çocuklarının bir gerilim filmi karakteri olduğunu ilk kez nasıl fark ettiklerini şu sözlerle anlattı:

“Odasına kapanıp sürekli defterine bir şeyler yazıyordu Metincan. Açıkçası biz öğretmeni çok fazla ödev veriyor zannettik. 'Ne güzel evladımız da okumaya hevesli çıktı, dersini günü gününe çalışıyor' diye sevindiğimizi bile söylemeliyim. Bir akşam merak ettim bu ortada yokken defterine baktım. Bakmaz olaydım. Sayfalarca sadece 'Hep ders çalışıp hiç oyun oynamamak, Metincan'a pek yaramıyor' yazmış. Eşşolueşşeğe biz dedik sanki oyun oynama hep ders çalış diye. Kendi çıkmıyor ki dışarı."

Esas büyük şoku ise Metincan'ın resim defterine baktığında yaşadığını söyleyen dertli baba, şöyle devam etti:

"Bir resimde yerde yatan ölmüş hayvanlar gördüm. Hayvanların yanında da rahmetli büyük eniştemle rahmetli halam vardı. Hemen çağırdım bunu yanıma, ‘Oğlum neden çiziyorsun böyle şeyler’ diye sordum. ‘Onlar istiyor’ dedi. ‘Onlar kim Metincan?’ dedim, ‘Dün gece odama gelenler’ dedi,‘Turgut Enişteyle Münire Hala.’ Ondan sonrasını hatırlamıyorum zaten, oracıkta bayılmışım.”

[b]“Belediye Çabuk Davransın”[/b]

Olayın ortaya çıkmasından sonra vakit kaybetmeden belediyeden yetkililerle temasa geçtiklerini dile getiren baba Karabulut, “Sağolsun, başkan yardımcısı Metincan’a uygun batılı standartlarda bir ağaç ev yapacakları konusunda bize söz verdi. Ancak duyuyoruz ki daha bunun için ihaleye bile çıkılmamış. İmar izni bilmemne diyorlar. Bakın, burada bizim artık daha fazla zaman kaybına tahammülümüz yok. Gerçekten evde son derece gergin bir atmosfer var şu anda. Geceleri uyku bize haram oldu. Hayır, kardeşi Sudenaz’ı da etkiliyor, o da şimdi 'Lay lay lay lii, fii faa foy fii' diye çocuk şarkıları söyleyerek koridorda dolanmaya başladı. Buradan bir kez daha sesleniyorum: Lütfen Çiçekdağı Belediyesi elini çabuk tutsun, şu çocuğu bu evden alsın. Yemin ediyorum baltayla girişecek bir gün hepimize.” sözleriyle ağaç evin yapımının bir an önce tamamlanması konu

[size="4"][b]Bayram Sonrası Yine Acı Bilanço: Kazalarda Hayatını Kaybetmeyen Milyonlarca Çalışan, İşlerinin Başına Döndü[/b][/size]

9 günlük Kurban Bayramı tatili dönüşünde Türkiye, yine aynı acı manzarayla karşı karşıya kaldı. Bayram boyunca yurdun çeşitli bölgelerinde meydana gelen trafik kazalarından nasibini almayan yaklaşık 8 milyon çalışan pazartesi sabahı itibariyle işbaşı yaparken, özellikle büyük şehirlerdeki ofislerde hüzün ve bezginlik hakim.

Uzun bayram tatili boyunca yaşanan trafik kazalarında toplam 147 kişi ölüp, 771 kişi de yaralanırken, başlarına herhangi bir şey gelmeyen yaklaşık 8 milyon çalışanın kaderi yine pazartesi sabahı ofislerine, iş yerlerine dönmek oldu. Tatilden sağ salim dönen çalışanlara, bir bahaneyle tatilini bir iki gün daha uzatanlar da eklendiğinde bu sayının önümüzdeki günlerde daha da artacağını belirten yetkililer, işe dönüşün yaratacağı yoğunlaştırılmış pazartesi sendromuna karşı tüm vatandaşları metin olmaya çağırdılar.

[b]Bakanlıktan uyarılar[/b]

Konuyla ilgili olarak Çalışma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, sabahın köründe kalkıp, itiş kakış trafikte yola düşme süreciyle başlayan travmanın etkisini hafta ortasına kadar göstermesinin beklendiği belirtildi. Çalışanların bu süreçte monitöre uzun uzun dalıp giderek, "Neden yağlı poğaçayla kahvaltı ediyorum? Bu insanlar kim? Ben ne yapıyorum? En son neyle uğraşıyordum?" gibi sorgulamalarla işlerine yabancılaşabileceklerini ifade eden Bakanlık yetkilileri, en geç çarşamba gününe kadar her şeyin normale dönmeye başlayacağını kaydettiler.

Her bayram tatili dönüşü ortaya çıkan bu acı tablonun, artık birlikte yaşamayı öğrenmemiz gereken bir ülke gerçeği olduğu vurgulanan açıklamada, çalışanlar için şu önerilere de yer verildi:

"Tatilin anısı bu kadar tazeyken, sadece 3 gün önce nasıl bir sefahat içerisinde bulunduğunuzu hatırlamak size faydadan çok zarar getirecektir. O yüzden, eğer varsa tatil fotoğraflarından uzak durmakta yarar var. Göz görmeyince gönül katlanır derler. Çalışan vatandaşlarımıza tavsiyemiz en azından ilk birkaç gün Facebook'taki albümlerine tatille ilgili fotoğraflar yüklememeleri ve yükleyenlere itibar etmemeleri, like ve commentler'lerle bu şahısları cesaretlendirmemeleri yönünde. Hatta iradesi yeterince güçlü yurttaşlarımız, bir süre Facebook hesaplarını dondurabilirlerse gerçekten onlar için çok iyi olur. Bu şekilde işe intibak süreci biraz daha hızlandırılabilir. Ha tabii ki yine işe güce aklınızı veremeyeceksiniz, kafa gidecek yine ama hiç değilse daha az acı çekersiniz. Çok zor durumda olan vatandaşlarımızsa her zaman olduğu gibi takvimden önümüzdeki resmi tatilleri hesaplayıp tatil planları yaparak kendilerini avutabilirler. Onun bir sakıncası yok. Bu arada sizden önce hesapladık, 1 Ocak 2011 Cumartesi gününe denk geliyor, şimdiden söyleyelim, kimse boş hayallere kapılmasın."
[b]
"Çalışırmış gibi görünmeniz yeterli"[/b]

Açıklamada, özellikle bu pazartesi günü zaten kimseden doğru dürüst bir iş yapmasının beklenmediğine de dikkat çekilerek, "Çok çok acil bir şey olmadıkça İnternet'te falan dolaşıp, mümkünse yarım saatte bir çay-sigara molası vererek mesai saatinin bitmesini bekleyin. Unutmayın, yan masadaki çalışma arkadaşınız da, müdürünüz de ve hatta müdürünüzün müdürü de sizinle aynı durumda. Tabii yine dosta düşmana karşı altta word, excel bir şeyler açık olsun. İyice de yüzsüzlüğün lüzumu yok" sözleriyle, çalışanlardan fazla stres yapmamaları da istendi.

[size="4"][b]Youtube Yasağının Kalkması, Yasak Nedeniyle Youtube'a Giremeyen Tek T.C. Vatandaşı Ekrem Gündüz Tarafından Coşkuyla Kutlandı[/b][/size]

İçerdiği uygunsuz videoların silinmesinin ardından Youtube'a uygulanan erişim yasağının kalkması Türkiye genelinde sükunetle karşılanırken, yasak nedeniyle 2007'den beri Youtube'a giremeyen tek kullanıcı olan Ekrem Gündüz cephesinde ise büyük bir sevinç vardı.

[b]Sevincini paylaşamadı[/b]

Kırşehir Adliyesi'nde devlet memurluğu yapan Ekrem Gündüz (30), yaklaşık 3 yıl aradan sonra tekrar Youtube'a kavuşmanın coşkusunu sabahlara kadar yüzlerce komik video izleyerek yaşadı. Mutluluğunu paylaşmak için aradığı arkadaşlarının "Eee... yani?" şeklindeki kayıtsız tavırlarına rağmen neşesinden bir şey kaybetmeyen Gündüz, "Gördüm ki yasak süresince gurbetteki vatandaşlarımız bizim yokluğumuzu hiç hissettirmemişler. Gerek ekledikleri videolarla olsun, gerek yorumlarıyla olsun Türk milletinin Youtube'daki varlığını başarıyla devam ettirmişler. Bu da beni ayrıca çok mutlu etti." sözleriyle, olan bitenden hala hiçbir şey anlamadığını çok net bir şekilde gözler önüne serdi.

[b]Artık birçok espriyi anlayabiliyor[/b]

Youtube'un erişime açılmasıyla adliyedeki çalışma arkadaşlarının daha önce yaptığı birçok espriyi de ancak şimdi anlamaya başladığını kaydeden Ekrem Gündüz, sözlerine, "Bizim odada bir 'Artiz ne arar la adliyede' lafı dolanıp duruyordu kaç zamandır mesela. Açıkçası, bugüne kadar pek anlamasam da yine de gülüp geçiyordum. Hatta yerli yersiz birkaç kez benim de söylemişliğim vardır. Maksat ortama yabancı kalmamaktı işte, ama şimdi o video gözümün önüne gelince... Ahahah.. Çok komik ya... Nerden duymuşlarsa bizim çocuklar artık. Heralde televizyonda falan çıktı zamanında, ben kaçırmışım..." şeklinde devam etti.

[b]"Duruşumuzla ders verdik"[/b]

Her şeye rağmen Türk halkının, internette yer alan bazı videolardaki saygısızlıklara karşı duruşunun önemli olduğunu da vurgulayan Ekrem Gündüz, "Yasağın işe yarayabilmesi için halkımızın ilk günden itibaren Youtube'un açılması için yetkililere baskı yapmadan, hükümetimizin aldığı kararın sonuna kadar arkasında olduğunu göstermesi çok önemliydi ve biz ülke olarak bunu başardık. Keşke kutsal değerlerimize hakaret eden bir takım videoları hiç yayınlamasalardı da, bu tatsızlıklar hiç yaşanmasaydı. Eminim bizim kadar onlar da üzüldü, bizim onları özlediğimiz kadar onlar da bizi özledi..." diyerek, Youtube'un da hatalarından ders aldığına inandığını belirtti.

Son olarak yaşanan bu tatsızlıkları her iki tarafın da unutması gerektiğine dikkat çeken Gündüz, açıklamalarına şu sözlerle son verdi: "Umuyorum ki yaşanan bu süreç hem Youtube için hem de diğer siteler için bir örnek teşkil eder. İsteyince, iyi niyetle yaklaşınca her sorun çözülüyor. Biliyorum biraz amiyane olacak ama ,bu ülke bazı zararlı içerikleri kaldırması halinde Youporn'a dahi kucak açacak hoşgörüye sahiptir. Bu, böyledir..."