Jump to content
Posted
Annesi.. Bir de kendisi.. O kadardı bütün hayatı.. Bir gün fena halde sıkıldı, dayanamadı, attı kendini sokağa.. Bir yığın vitrinin önünden geçti.. Tam bir CD satan dükkanını da geride bırakmıştı ki, bir an durdu. Geri döndü, kapıdan içeri, gözüne hayal meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika bir genç kızdı tezgahtar.. Hani ilk bakışta aşk derler ya, öyle takılıp kalmıştı iste..
İçeri girdi.. Kız gülümseyerek koştu ona.. "Size nasıl yardim edebilirim" diye.. Nasıl bir gülümsemeydi o..
Hemen oracıkta sarılıp öpmek istedi kızı... Kekeledi, geveledi, sonra "Evet" diyebildi.. Rast gele bir plağı işaret ederek.. "Evet.. Su CD'yi bana sarar mısınız?.." Kız CD'yi aldı, içeri gitti. Az sonra paketlenmiş CD ile geri geldi.
Aldı paketi, çıktı dükkandan, evine döndü, açmadan dolabına attı.. Ertesi sabah gene gitti aynı dükkana.. Gene bir CD gösterdi kıza, sardırdı, aldı eve getirdi, attı paketi dolaba, gene açmadan..
Günler hep alınıp sardırılan CD'lerle geçti.. Kıza açılmaya bir türlü cesaret edemiyordu. Annesine açıldı sonunda.. Annesi "Git konuş oğlum, ne var bunda" dedi..
Ertesi sabah bütün cesaretini topladı. Erkenden dükkana gitti. Bir CD seçti. Kız gülerek aldı plağı. Arkaya gitti, paketlemeye.
Kız içerdeyken bir kağıda "Sizinle bir gece çıkabilir miyiz" diye yazdı, altına telefon numarasını ekledi, notu kasanın yanına koydu gizlice.. Sonra paketini alıp kaçtı yine dükkandan.
İki gün sonra evin telefonu çaldı.. Anne açtı telefonu.. CD dükkanındaki tezgahtar kızdı arayan.. Delikanlıyı istedi.. Notunu yeni bulmuştu da..
Anne ağlıyordu... "Duymadınız mı?" dedi.. "Dün kaybettik oğlumu.." Cenazeden birkaç gün sonra, anne oğlunun odasına girebildi sonunda... Ortalığa çeki düzen vermeliydi. Dolabı açtı.. Oraya atılmış bir yığın açılmamış paket gördü.. Paketleri aldı, oğlunun yatağına oturdu ve bir tanesini açtı... İçinde bir CD vardı, bir de minik not..
"Merhaba.. Sizi öyle tatlı buldum ki.. Daha yakından tanımak istiyorum.. Bir akşam birlikte çıkalım mı?.. Sevgiler.. Jacelyn!."
Anne bir paketi daha açtı.. Onda da bir CD ve bir not vardı..
"Siz gerçekten çok tatlı birisiniz, hadi beni bu gece davet edin, artık...
Sevgiler... Jacelyn!.."

* * * Unutmayın...
Düşündüğünüz şeyi mutlaka söyleyin... Birini seviyorsanız, söyleyin ona. İçinizdekini söylemekten korkmayın. Birisi hakkında ne hissediyorsanız söyleyin ona... Ve hemen söyleyin... Hemen... Beklemeden...çünkü yarın geç olabilir!
Çünkü, doğru zamanı bekler ve "İşte simdi tam zamanı" derseniz, bir bakarsınız çok geç olmuş... Gününüze sahip olun ki, pişmanlıklar yaşamayasınız. Hepsinden önemlisi, dostlarınıza, sevdiklerinize, ailenize hep yakın olun..
Çünkü bugünkü haliyle bir şahıs olmanızı onlar sağladı, sizi onlar şekillendirdiler... "Seni seviyorum" demekten sakin, ama sakin çekinmeyin, utanmayın, korkmayın!...
Hayatı yaşanmaya değer yapan şeylerden birinin de sevgi olduğunu unutmayın...

Featured Replies

Aynı hikayenin değişik bir versiyonunu okumuştum, onda da çocuk kanserdi, bir kitapçıda yaşanıyordu olay...

Herneyse, gerçekten güzel bir hikaye... İyiki içimdekileri söylemekte hiç gecikmemişim diyorum her zaman.. :)
Acıklı hikaye ama kurgu... Bu tür hikayeler bu konuyu savunan kişilerin yazdığı hikayeler. O yüzden geç kalmamalıyız şöyle yapmalıyız etmeliyiz lafları bence yanlı.

Bence her düşündüğümüzü söylememeliyiz. Geç kalabiliriz tabi bu kesinlikle doğru ama, bu bence kısmet olayı, nasipse olur değilse olmaz bu kadar ...
bazen geç söylemek yada söylememek daha iyi olabilio <_< :unsure: <_<

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Guest
Reply to this topic...