Jump to content
Posted
Bana Rpg önerebilir misiniz?Manyak rpg açlığı oluştu bende son günlerde.(Daiblo,Baldur's gate,Icewind Dale-Neverwinter Nights,Planscape Torment,KotOR,Elder Scrolls,Lionhearth,Fallout,Dungeon Siege,Final Fantasy ve Might and Magic hariç) :ch:

Featured Replies

Gothic 3 oyna ama patch indr kesin yoksa işkence,Vampire: The Masquerade:Bloodlines,Divine Divinity aklıma gelenler bunlar valla :)
Oynamadıysan Neverwinter Nights 2... Yıllar sonra Baldur's Gate tadı aldığım yegane RPG oyunudur.

Bulabilirsen Arcanum'u da deneyebilirsin.
  • Author
[quote name='Tyrael' post='119760' date='Jun 1 2007, 20:15 PM']Oynamadıysan Neverwinter Nights 2... Yıllar sonra Baldur's Gate tadı aldığım yegane RPG oyunudur.

Bulabilirsen Arcanum'u da deneyebilirsin.[/quote]
Neverwinter nights 2 'yi oynamayı düşünüyorum gerçekten.Muhteşem bir ilk oyundan sonra :lol:
Konu hakkında biraz ipucu versene,Aribeth felan var mı hala.(Aşığımdır kendisine :lol: )
[quote name='Bhaalspawn' post='119787' date='Jun 1 2007, 21:20 PM']Neverwinter nights 2 'yi oynamayı düşünüyorum gerçekten.Muhteşem bir ilk oyundan sonra :lol:
Konu hakkında biraz ipucu versene,Aribeth felan var mı hala.(Aşığımdır kendisine :lol: )[/quote]

Aribeth yok oyunda.

Konusu ise, West Harbor adlı bir bataklık kasabasında başlıyor. Duergar'lar ve Githyanki'lerin saldırısı ve bir kristal parçası (hayır Crenshibon değil, o yokoldu zaten) ile başlayan olaylar, çok eski bir efsanevi savaşa ve Faerûn'un çok eski kayıp 12 (13 müydü yoksa, hatırlayamadım tam sayıyı) şehrinden birini ilgilendiren olaylara bağlanıyor.

Dahasını söylemiyim, spoiler'a kaçabilir. Ama ben gerçekten çok keyif aldım oynarken, gerçekten çok sağlam bir oyun olmuş. Zaten oyunu yapan Obsidian da dağılmış olan Black Isle'ın çekirdek kadrosundan oluşma.
  • Author
Obsidian'ın yaprığını bilmiyodum.Bende Black Isle yok keşke obsidian yapsa diyodum.Güzeldir kesin.Boytu bayağı büyükdür en iyisi satın almak.
[quote name='Bhaalspawn' post='119750' date='Jun 1 2007, 19:22 PM']Bana Rpg önerebilir misiniz?Manyak rpg açlığı oluştu bende son günlerde.(Daiblo,Baldur's gate,Icewind Dale-Neverwinter Nights,Planscape Torment,KotOR,Elder Scrolls,Lionhearth,Fallout,Dungeon Siege,Final Fantasy ve Might and Magic hariç) :ch:[/quote]
Bu oyunların 2-3 vs gibi uzantılarını oyna derim :lol:

şaka bir yana tüm oyunları yazmışsın. Bunların dışında benim önerebileceğim bir oyun daha var : Lionheart

Karater yaratım sistemi epey çeşitliliğe izin veriyor. O ara hesaplamıştım, bir çok farklı opsiyon çıkabiliyor. Oynanış ise Diablo ile Baldur`s Gate arasında bir yerde duruyor. Konuşmalar çokça ve oldukça hoş, ancak aksiyonu da bol sayılabilir. Yine de Baldur`s a daha yakın, yani olayı hikayesinde yatıyor.

Hatırladığım kadarıyla kısaca anlatayım. Haçlı Seferleri sırasında büyü yapmaya çalışan Avrupalılar, demonic olaylara girerler. Her tarafa demontorik olaylar bulaşır. Yani alternatif bir zamanda geçen ortaçağ avrupası. Bence oldukça başarılı bir hikaye...

Burada nette bulduğum iyi bir kronolojisi var. Buyrun okuyun... (bu arada asaladin, selahattin oluyor)

[quote]1192 – 3. haçlı seferi:
1192 yılında ingiltere kralı richard “the lionheart” komutasındaki haçlı ordusu müslüman saladin’inin ordularına karşı 3. haçlı seferine başladılar. savaş sırasında richard’a, güvendiği akıl hocalarından biri, “relics of creation” denilen artifact’ları bir araya getirmesini önerdi. böylece kendi ordusu kutsanacak saladin’in ordusu ise lanetlenecekti. akıl hocasına güvenen richard artifactları birleştirdi. o anda inanılmaz bir olay yaşandı ve articfattan bir şok dalgası şeklinde tüm dünyaya “spiritkind” ve “büyü” yayılmaya başladı. beraberinde binlerce garip yaratık geldi. richard ve saladin, bu dehşetten işbirliği yaparak kurtulabildiler. canlarını kurtarınca ilk önce akıl hocasını aradılar ancak gitmişti. savaş bitmiş gibi gözüksede, dünya tarihini sonsuza kadar değiştirecek olay gerçekleşmişti.. “the disjunction”..

böyle bir şeyin bir daha olmaması gerektiğini fark eden richard ve saladin, artifacti parçalayarak relicleri kendi korumaları altına aldılar ve canları pahasına bunları koruyacaklarına yemin ettiler.

1192-1220 – the disjunction: ingiltere ve fransa’nın parçalanması:
savaşmayı seven ve davamlı seferden sefere koşan richard, ülkesini william longchamp’a bırakmış kardeşi john’u ise güneye yollamıştı. ancak abisinin yokluğunu fırsat bilen john tahta çıktı. tahta çıkışından sadece birkaç ay sonra disjunction meydana geldi. şok dalgasının yarattığı depremler ingiltereyi sarsmaya başladı. sarsıntıların ilk sonucu iskoçya’nın britanya adasından kopması oldu. irlanda ise atlantik’in sularına gömülüyordu. son deprem 1204’te olduğunda ingiltere 15 adaya bölünmüş, irlanda ise yokolmuştu.

ingiltere’nin bu karışık yıllarında savaşta olan richard 1194’te john’u affetti ve kralın kendisi olduğunu kabul ettirdi. ama ülkeyi richard adına john’un yönetecekti.

disjunction, ingiltere’yi başka bir açıdan daha etkiledi. ortaya çıkan büyü güçlerini kullanarak güçlenmeye başlayan druidler, kraldan bir çok talepte bulunmaya başladılar. john tüm bu istekleri kabul etti ve druidleri en yakın müttefiki yaptı. druidleri sevmeyen kilise ise john’a tamamen karşıydı.

üst üste zorluklarla karşılaşan john son şoku disjunction’la beraber gelen storm dragons’un 1208’de kuzeyden ülkeye saldırmasıyla yaşadı. çok hızlı hareket eden dragonlar 1215’te ülkenin yarısını ele geçirmişti. topraklarının kaybolmasıyla sinirlenen ingiliz soyluları john’a ülke yönetiminde söz sahibi olmak için baskı yapmaya başladılar. baskılara dayanamayan john 1215 yılında manga carta’yı imzaladı. soyluları yatıştıran john bir şeyi gözardı etmişti. manga carta’yı imzalarken druidlerin onayını almamıştı. hiçbir zaman kanıtlanamasada john’un bu hatasının 1216 yılındaki esrarengiz kayboluşunun sebebi olduğu söylenir.

storm dragons’la yapılan savaşın en kanlı döneminde, john’un ölümüyle 3. henry tahta çıktı. ancak o sırada -1219 yılında- richard ordusuyla döndü ve onun liderliğindeki ingilizler dragonları yurtlarından sürdü.

1194-1244 dragons’a karşı 4. haçlı seferi:
disjunction’dan sonra dünyaya yayılan yaratıkların en tehlikelisi hiç kuşkusuz dragonlardı. storm dragons neredeyse tüm avrupa’ya; inferno dragons, afrika ve ortadoğuya; frost dragons, kuzey avrupaya; thunder wyrms ise amerika’ya doğru ilerlediler.

disjunction’ı takip eden 2 yıl boyunca richard, saladin’le beraber ortadoğuda kaldı. inferno dragons saldırılarına karşı kutsal şehirleri korudular. her ne kadar başarılı olsalarda eski savaş yöntemleriyle dragonlara karşı yapılan mücadele çok zordu ve ordularının yarısını kaybetmişlerdi.

richard ve saladin’in bu zor durumları sırasında insanlar yeni bir keşif yapıyorlardı. büyü… disjunctionla yayılan spritkindi ruhlarıyla birleştiren insanlar, bu enerjiye şekil vererek ilk büyüleri ortaya çıkardılar. bu ilk büyücülere “wielder” dendi.

wielder’lar richard ve saladin’inde hemen dikkatini çekti. özellikle protection büyüleri dragonlara karşı çok yararlı olacaktı. böylelikle wielderlar richard ve saladin’in haçlı ordularınca istihdan edildiler.

büyünün gelişiyle savaşın gidişatı değişmişti. önce inferno dragons sonra storm dragons mağlup edilmişti. ancak kuzeyden istilaya başlayan frost dragons hızla ilerlemiş almanya’yıda almış fransa ve ingiltere sınırlarına dayanmıştı. ortadoğuda olan haçlı ordusunun çok çabuk geri dönmesi gerekiyordu. richard wielder’lardan uzun yolculuklar için portallar oluşturmalarını istedi. wielderlarda portal kristallerini oluşturdular.

buradan kazandığı zamanla hızla avrupaya gelen haçlı ordusu frost dragonları kuzeye doğru sürmeye başladı. norveçe kaçan dragonları haçlı ordusu donanmayla izledi. ancak dragonlar son kozlarını oynayarak krakeni yardıma çağırdılar. haçlı donanmasına karşı çıkan kraken donanmanın büyük bölmünü batırdı. richard’ın gemisini ise bizzat kendi kollarıyla parçaladı. böylece büyük komutan richard son nefesini verdi.

bu ölüm haçlıları sadece yavaşlattı. tekrar güçlerini toplayan haçlılar son dragon kalesi olan icingspare’e çok büyük bir orduyla saldırdılar. kuşatmanın sonucunda bilinen tüm dragonkind yokedilmiş oldu.

1231 - engizisyon
disjunctionun etkisiyle ortaya çıkan büyü ve büyülü yaratıklar sadece savaş alanlarında değil şehirlerde de tehlike yaratmaya başladılar. ancak ordular ve knights templar gibi gruplar savaşta olduğu için şehirler korumasız kalmıştı.

büyünün bu kontrolsüz yayılmasından telaşlanan insanlar yönetimlerden koruma talep ettiler. bunun üzerine 1231 yılında papanında izniyle batılı krallar ilk engizisyonu kurdular. kutsal araştırmacılardan oluşan bir birlik olarak kurulan engizisyon dark magic ve ortaya çıkan yeni yaratıkları araştırıp, gerekenleri yapmakla görevliydi. engizisyon ilk icraatlarını şehre yakın yerlerden başladı. evil güçlere karşı yapılan mücadelelerinde knights templar’dan da yardım aldılar.

knights templar bu mücadeleyi sadece güvenlik boyutunda tutarken engizisyon daha ileri gidip her türlü büyüye ve büyülü varlığa düşmanca davranmaya başladı.

bu koşullar altında durum knights için hassas bir hal almıştı. çünkü wielderlar büyünün savaşta yararlı olabileceğini göstermiş. hatta savaşın kaderini değiştirmişlerdi. ancak templar bir şeyin daha farkındaydı. büyüyü war wielderlar gibi iyi amaçlar için kullanmayan, insanlar üzerinde etki yapmak ve hatta onları kontrol altına almak için kullanan güçler vardı.

moğol istilasıyla engizisyonun zayıflaması wielderlar için yaşam alanları doğurdu. ilk wielderların çocukları da büyü konusunda yetenekliydiler. bunlardan ateş ve toprak gibi elemental spiritlerin etkisinde olanlar slyvant ırkını, hayvansal spiritlerin etkisinde olanlar normal insanlardan daha güçlü olan feralkin ırkını, fiendish, , impish spiritlerin etkisinde olanlar demokin ırkını oluşturdular. hepsine birden yani pureblood olmayan ırklara “tainted” ırklar denildi.

irksal avantajlarını kullanarak toprak ve yönetimde söz sahibi olmaya başlayan wielderlara karşı, kendini toparlayan engizisyon, yeni kurallar koymaya başladı. bunlara karşı knights templar’a sadık olanlar hariç wielderlar tepki gösterdiler. 1269 yılında ispanyol engizisyonu bunlara karşı açıkça savaş açtı. 6 yıl süren zorlu mücadeleyi engizisyon kazandı. böylece wielderla toplumsal güçleri yok olmuş oldu.
engizisyonun büyücülere ve “tainted” ırklara karşı olan sert tutumu artarak devam etti. sadece divine magic’e o da kendi kontrolleri altında izin veriyorlardı. izinsin büyüyü kullanan herkes kendini hapiste buluyordu. böylece bir çok wielder biraz daha özgür bir ortam olan ingiltere’ye knights tempların yanına kaçtı. “tainted” ırklarında toplumda gelebileceği en iyi yer ikinci sınıf vatandaşlıktı.

1421’deki fell spirit’se karşı yapılan savaş ve tomas de torquemada’nın acımasız kampanyası büyücüleri iyice köşeye sıkıştırdı. birçoğu bu kelle avında engizisyon mahkemelerince idam edildi. bu çalışmalar büyüyü tamamen yeraltına taşıyana kadar devam etti.

1241 – golden horde istilası
1241 yılında goblinlerden oluşan ve hızlı savaş yaratıklarına binen moğol ordusu batu khan liderliğinde avrupa’ya doğudan saldırmaya başladı. doğu avrupa ordularını hızla dağıtmaya başlayan horde batıyada tehdit oluşturuyordu. storm dragons seferini yeni bitirmiş olan knights templar ve beraberindeki ordu doğuya yardıma koştu.

kurulan koalisyon çok zorda olsa moğolları durdurdu. büyük kayıplardan sonra batu khan 1250’de geri çekilme kararı aldı. geldiği gibi hızla geri çekildi. ancak 9 yıllık varlığı avrupa’daki 2 önemli topluluk olan bizans ve teuton şövalyelerini tarihten silmeye yetmişti.

1316 – avrupa’da kıtlık
disjunction’ın getirdiği güvensiz ortam herkes gibi çiftçileride etkilemişti. tarlalarının güvenliğini sağlamak için kiralık askerler tutmak zorunda olan ve hayatlarını tehlikeye atarak bu tarlalara bakan çiftçiler fiyatları yükseltmeye başladı. ürün yetiştirilmesinde kullanılan büyülü yöntemlerinde 1316 yılında engizisyon tarafından yasaklanmasıyla iyice azalan besin stoğu avrupa’nın o yıl inanılmaz bir kıtlığa sebebiyet verdi. öyleki engizisyon 1 yıl sonra yasağı kaldırmak zorunda kaldı. ancak durum uzun yıllar devam etti.

1336 – 5. haçlı seferi – necromancer’ların doğuşu
disjunction’un büyük bir etkiside mısır’da oldu. uzun uykularından uyanan firavunlar hayata döndü ve eski tahtlarına geçmek için mücadeleye başladı. aralarındaki mücadeleden 2. ramses galip çıktı ve mısır’ın hükümdarı oldu.

ancak 1390 yılında bir grup karanlık büyücü firavunlardan ölüm ve yaşamın sırlarını anlatan kitabı çaldı. “the book of dead” necromancerlığın kurallarını, yaşam sonrası ve öncesi sırları anlatıyordu. uzun süre kitaba çalışan büyücüler tüm bu gizli güçlere vakıf bir hale geldiler. ilk işleri ise güçlü bir undead ordusu oluşturmak oldu.
önce mısırın başkenti alexandria olmak üzere tüm mısır’a saldıran undead ordusu hızla tüm şehirlere yayıldı. ölen mısırlılarda undead ordusuna katılıyor böylelikle ordu çok hızlı bir şekilde güçleniyordu.

undead ordusu güney avrupa ve ortadoğuya yönelince karşılarında önce saladin-osmanlı birliğiyle kurulan orduyu buldular. 1418 kışında çatışma başladı. undead’ler yavaş yavaş düşmanlarını geriye doğru püskürtmeye başladılar.

aradan geçen 10 yılda necromancer’lar sadece osmanlı-saladin birliğine değil oluşturulan donanmayla avrupa’yada saldırmaya başladılar. ancak tüm bunların arkasında tek bir amaçları vardı. knights templar ve saladin’in elinde olan artifact parçalarını ele geçirmek...

1431 yılında undead’ler neredeyse amaçlarına ulaşıyorlardı. güney fransa’da bir crypt’te bulunan bir parçaya çok yaklaştılar. ancak knights templar ve saladin’in askerlerinin büyük kahramanlıklarıyla durdurulabildiler.

tüm bu gelişmeler üzerine engizisyon çok önemli bir kararı almak zorunda kaldı. “divine magic”i serbest bırakmak. bu tür büyü undeadler üzerinde çok etkiliydi. haçlı orduları divine magicle beraber hızla undead’lere saldırdılar. bu saldırıyla düşmanlarını doğdukları mısır’a kadar sürdüler. 1449 knights templar son necromancer olan lord amonsil’i öldürmüştü. engizisyon ayrıca mısır’daki firavunlara da acımadı. onlarda ortadan kaldırıldılar. tehlike geçtikten sonra kuzey afrika osmanlı imparatorluğuna bırakıldı.

1347 – kara ölüm
salgın hastalık asya’dan avrupa’ya moğol istilası ile gelmiş, tüccarlar aracılığıyla kolayca yayılmıştı. zaten kıtlık ve yüksek nüfusla boğuşan avrupa hastalık için çok uygun bir ortamdı.

salgının ilginç bir yanıda “tainted” ırkları fazla etkilemeyişi oldu. pureblood insanlar hızla azalırken disjunction’ın değiştirdiği insanlar çoğaldılar. bu “tainted” ırklar toplumda artık hatırı sayılır nüfusa ulaştıklarında kendi ırk isimleri olan “demokin” “ feralkin” ve “slyvant” ı kullanmaya başladılar.

1429-1433 – jehanne d’arc
tüm yaşanan savaş ve kargaşadan fransa çok fazla etkilenmemişti. zaten kuzey fransa’yı ingiltere yönetiyordu. ülkenin güneyini ise krala fazla bağlı olmayan dükler... tüm ülkede tam bir feodalite hakimdi.
ancak kıtlık ve salgın hastalık herkesten çok fransa’yı vurdu. 1422’de 7. charles tahta çıktığında ülke tam bir kargaşa içindeydi ve necromancer tehlikesiyle karşı karşıyaydı.

1429’da jehanne d’arc adında bir genç kız charles’ın dikkatini çekmeyi başardı. kralı, ordularından birini kontrol etmek için ikna etti. bu hiçte kolay bir şey olmasada dedikodulara göre jehanne’ın bunu başarmasının sırrı taşıdığı divine spiritte yatıyordu. bu spirit ona insanları büyüler derecesinde etkileme gücü veriyordu.

jehanne 1 yıl içinde ordusuyla -bir elinde kılıç bir elinde bayrak- fransayı bir uçtan bir uca geçti. öyle mükemmel bir lider ve stratejisttiki askerleri ve halk onun bir aziz olduğuna inanıyorlardı. 5. haçlı seferi’nin de yardımıyla jehanne’ın mücadelesi başarıyla sonuçlanıyordu. 1431 yılında, belkide tarihte ilk kez, kralın otoritesi fransa’nın en kuzeyinden en güneyine yayılmıştı.

ancak aynı yılın sonunda jehanne d’arc engizisyon tarafından tutuklandı ve yargılanmaya başladı. yargılanma sürecinin en ilginç yanı jehanne’ın sanki beraat edeceğini bilirmişcesine hiçbir savunma yapmayışıydı. jehanne beraat etti ancak mahkeme onu haklı bulduğu için değil. tüm juri üyeleri dava bitmeden delirdiği için...

1432’de jehanne ve ordusu undeadlere karşı olan 5.haçlı seferine odaklandı. fransa’nın güneyindeki mağaralarda artifactın parçalarını arayan necromancer ordusunun karşısına çıkan jehanne ve adamları, yapılan güçlü bir büyünün içinde bulundukları mağarayı çökertmesiye hayatlarını kaybettiler.

jehanne’ın ölümü halkı fransa kralına ve ordusuna bağlayıcı bir rol oynamış, fransız ordularıda 5. haçlı seferinde çok kritik roller üstlenmişti.

1461-1464 – fell spirits’e karşı haçlı seferi
uzun ve zorlu seferlerden sonra avrupa yönetimleri ve halkları düzen için engizisyonun gücü ve liderliğine güvendi. batılı krallar ünvanlarını ve imajlarını sağlamlaştırmanın yolunu engizisyonda buldu. necromancer tehlikesi geçince knights tempların da ülkesinin yapılanması ingiltere’ye dönmesi engizisyonu avrupa’daki tek güç haline getirdi.

1461 yılında ispanyol hükümetinin bir üyesi kendini büyü kullanma suçlamasıyla karşı karşıya buldu ve engizisyonun önüne çıkarıldı. ancak kendisini yargılmakla görevli 4 engizisyon üyesinin ilk 2’si yargılama bitmeden davadan çekildi, 3.sü garip bir hastalığa yakalandı. 4. üye ise diğer engisiyon üyeleri tarafından kendiden geçmiş bir şekilde “fell spirits”’ten bahsederken buldu.

davayı yürütme işini piskoposlar ve üst düzey engizisyon üyelerinin almasından sonra ispanyol siyasetçinin ruhunu kimliğini ortaya koydu. lucifer…

son yargılamanın resmi kayıtları hiç açıklanmamış olsa da inanılan engizisyon başkanı torquemada’nın fell spiriti şahsen ziyaret edip davayı sonuçlandırdığıydı. bazı tarihçilerin yazdığına göre torquemada geçmişte bir çok açıdan fell spiritin düşmanı olan bir divine spirit summon ederek fell spiritle günlerce savaştı. sonuçta başarıya ulaşarak lucifer’in ruhunu engizisyon zindanlarına hapsetti.
bu olaylardan sonra dedikodular hızla yayıldı. söylenenlere göre bir çok hükümet üyesini ele geçiren daha başka fell spiritler de vardı.

bu söylentilerin sonucunda engizisyon önemli mevkilere gelmiş fell spiritlere karşı bir kampanya başlattı. tüm başkentleri zor durumda bırakan bu olay beraberinde seyahat ve ticaret kısıtlamaları getirdi. bir çok insanın engizisyon sorgusundan geçmesine neden oldu.

1463’te engizisyon ingiltere’ye kraliyet ailesini araştırmak üzere bir heyet yolladı. heyet kraliçe elizabeth ile bir görüşme ayarlamayı başardı. ancak muhafızlar eşliğinde olacaktı. görüşme sırasında, tam olarak ayrıntılar bilinmesede, heyetin kendine yaptığı muameleden sıkılan kraliçe muhafızlarına infaz emri verdi. bu olay sonucunda ingiltere ve engizisyonun arası oldukça açıldı. 1464 yılında olası bir savaşı diplomatların yoğun çabaları engelledi.

engizisyonun kampanyası süresince bir çok fell spirits ele geçirildi. ancak önemli mevkilerde başka fell spirite raslanmadı.

kampanyanın sona erdiğinde ingiltere ve engizisyon ilişkileri çok gerilmişti. hem ingiltere hem ispanya kendi ticaret yollarını korumak için donanmalarını güçlendirmeye başladılar. iki taraf arasında yıllar içinde zaman zaman yaşanan çatışmalar ise hoşnutsuzlukları ateşlemişti. hatta 1587 yılında yaşanan büyük çatışmada bir çok ispanyol ve engizisyon üyesi hayatını kaybetmişti.

1 yıl sonra bugün ise engizisyon ingiltere’ye karşı bir 6. haçlı seferi’ne hazırlandığı biliniyor. ispanyolların ise dünyanın gelmiş geçmiş en büyük donanmasını oluşturma çabaları devam ediyor.

1492 – yeni dünya’ya yolculuk
haçlılar karanlığa karşı savaşlarını bitirirken bazı krallar uygarlıklarını tekrar kurmaya çalışırken bazıları da yeni arayışlara girmişti. 15. yy’da ispanya yeni ticaret rotaları bulmaları için ilk kaşifleri yollamıştı. ağustos 1493’te christopher colombus adlı kaşif atlantik’in tehlikeli sularına cesurca açılmış, zorda olsa aşmayı başarmıştı. hispaniola’nın kuzey kıyısı boyunca seyahat eden colombus 1493’te ispanya’ya dönerek krala yeni dünyanın güçlü ve zengin kabilelerinden bahsetti.

yeni keşiften oldukça etkilenen kral ferdinand colombus’u yeni bir seyahat için finanse etti, yanınada küçük bir ordu vererek ondan yeni dünyada bir yerleşim birimi oluşturmasını istedi.

zorlu fırtınalarla mücadele ettikten sonra colombus ve tayfası kuzey amerika’ya ulaşmayı başardı. ancak kaşifler kendilerine yerleşim birim kurmaya çalışırken yerli kabilelerin saldırısına uğradılar. colombus ve adamlarının çoğu öldürüldü. kaçabilen birkaç tayfa 1494’te ispanya’ya ulaştı ve olanları anlattı.

tüm bu gelişmelere karşı kral philip birkaç kaşifi daha finanse ederek batıya yollamaya karar verdi. bunlardan biride hernan cortes’di. yeni dünyaya doğru açılan cortes, güney meksika’da ufak bir yerleşim kurmayı başardı ve aztekler adlı güçlü bir kabilenin varlığını öğrendi. ele geçirdiği bölgedeki değerli hazinelerle beraber geri dönen cortes kraldan büyük bir filo almayı başardı.

tekrar kurduğu yerleşime dönen cortes, yeni filosu ve buradaki adamlarıyla beraber azteklerin üstüne yürüdü. kendine olan güveni aztek başkenti tenochtitlan’a girdiğinde tamamen yok olmuştu. aztekler avrupa’lı gözlerin daha önce hiç görmediği bir dehşeti üzerlerine salmıştı. dev yılanlar ispanyol savaş araçlarını parçalarken, aztek tanrıları uyanıp işgalcilerin üstüne yürüdü. tüm bu dehşetten yaralıda olsa kurtulan cortes hasar almış gemisiyle ispanya’ya dönmeyi başardı.

resmi kayıtlara göre cortes’in yenilgisi avrupalıların yeni dünya’da yerleşim kurmayı son deneyişi olmuştu.

1555 – kahin nostradamus
1534’te güney fransa’lı fizikçi michel de notredame bilinen adıyla nostradamus bir spirit ile işbirliği yaptı. bu olay onun garip görüntüler ve geçmiş ve gelecek hakkında rüyalar görmesine neden oldu. görüntüler ve rüyalar yıllar geçtikçe artıp, bunlarda görünen bazı olaylar gerçek olmaya başlayınca nostradamus’un ünü tüm fransa’ya yayılmaya başladı.

1550 yılında nostradamus kehanetlerini yazıya dökmeye başladı ve 5 sene sonra 900 öngörüden oluşan kitabı “centuries” hazırdı. henüz daha birkaç kopya fransa’ya yayılmıştı ki nostradamus’un bir kehaneti hakkında dedikodular yayılmaya başladı. kahine göre dünyayı, uygarlığı etkilecek kadar büyük bir felaket bekliyordu. “disjunction”a rakip olacak bir felaket.

halkın paniğini önlemek için hızlı hareket eden engizisyon, hemen “centruies” kitabının bilinen tüm baskılarını toplattı. ancak engizisyon nostradamus’u yıllarca aramasına rağmen bulamadı.[/quote]
abi ben sizi artık anlamıyorum iyice uctunuz yani
tabiri yerindeyse bu terimleri kullanıcam size
donk!
hönk!
yuhannes!
ohannes!
vıy!
hö!
oğ neki !
:blink:
:huh:
:unsure:
:mellow:
:ep:

tipik bir ''sanal alem virüsü'' bulaşmış size kesin. tedaviye ihtiyacınız var.
Bence obliovion (yanlış yazmış olabilirim :D )uzun süreden sonmra sıkarda ama ilk baslar annmasın olayı sonra annrsınb anndaıktan sonra zevk alır bir yerden son ra sıkıcı gelir ve iyi bi makina olmalı kaldırması için.
[quote name='Dunes' post='119855' date='Jun 2 2007, 06:14 AM']abi ben sizi artık anlamıyorum iyice uctunuz yani
tabiri yerindeyse bu terimleri kullanıcam size
donk!
hönk!
yuhannes!
ohannes!
vıy!
hö!
oğ neki !
:blink:
:huh:
:unsure:
:mellow:
:ep:

tipik bir ''sanal alem virüsü'' bulaşmış size kesin. tedaviye ihtiyacınız var.[/quote]

Aslına bakarsan biz gayet sağlıklıyız, tedaviye de ihtiyacımız yok. Her ne kadar oynadığımız oyunlara "oynarken" kendimizi kaptırmayı bilsek de oyundan çıktığımız anda gerçek yaşama dönebiliyoruz.
Elders Scrolls yazmışsın fakat ben yinede söyliyim, Serinin son oyunu Oblivion.( Kesin oynamışsındır ama :) ) Mükemmeldi, oynamayan varsa kaçırmasın bence.
Deux Ex serisini hiç denedin mi? İlki çok şahane bir oyundur. 2. si X-Box'a çıktığı için biraz aksiyon havası taşısada ikiside çok güzel ve sürükleyici oyunlardır. Mutlaka oynanması gereken oyunlardandır.

Arkadşın dediği gibi Vampire - The Masquerade Bloodlines oynayabilirsin

Birde bu kadar RYO oynamışsın birde The Bard's Tale oyna. Oyun Fallout baş yapımcılarının birinin elinden çıktı. Az çok RYO oynamış herkesi gülmekten kriz geçirten çok güzel bir oyundur.

Eski bir oyundur ama System Shock 2'de oynanması gerekenler arasındadır. Konu ve olaylar bakımından harika bir oyundur vede tabiki o kötü düşman...

Edited by Elundel

  • Author
Deus Ex benim bildiğim rpg değil.Ama biliyorum onu da oynadım. :P

[quote name='Shevarash' post='119852' date='Jun 2 2007, 04:02 AM']şaka bir yana tüm oyunları yazmışsın. Bunların dışında benim önerebileceğim bir oyun daha var : Lionheart[/quote]
Lionheath'da yazıyo orda dikkat edersen :lol:
  • Author
[quote name='Dunes' post='119855' date='Jun 2 2007, 06:14 AM']abi ben sizi artık anlamıyorum iyice uctunuz yani
tabiri yerindeyse bu terimleri kullanıcam size
donk!
hönk!
yuhannes!
ohannes!
vıy!
hö!
oğ neki !
:blink:
:huh:
:unsure:
:mellow:
:ep:

tipik bir ''sanal alem virüsü'' bulaşmış size kesin. tedaviye ihtiyacınız var.[/quote]

Aşağıda mutlu musun Dunes .Vallaha biz yukarıda çok mutluyuz :bv:
Vampire: The Masquerade Bloodlines (yukarda bi arkadaş da demiş) hakkaten çok sağlam atmosferli güzel bi vampir rpgsidir. Birincil kişi gözüyle olması da ayrıca güzeldir bence. Bi de daha eski olan Vampire: Redemption var. O da hoştur
[quote name='Dunes' post='119855' date='Jun 2 2007, 06:14 AM']abi ben sizi artık anlamıyorum iyice uctunuz yani
tabiri yerindeyse bu terimleri kullanıcam size
donk!
hönk!
yuhannes!
ohannes!
vıy!
hö!
oğ neki !
:blink:
:huh:
:unsure:
:mellow:
:ep:

tipik bir ''sanal alem virüsü'' bulaşmış size kesin. tedaviye ihtiyacınız var.[/quote]
kıh kıh tiryaki işte :ep: :ba:
[quote name='Amondil' post='119757' date='Jun 1 2007, 20:04 PM']hepsini yazmışın kalmamış önerecek :)[/quote]

+1
[quote name='Dunes' post='119855' date='Jun 2 2007, 06:14 AM']abi ben sizi artık anlamıyorum iyice uctunuz yani
tabiri yerindeyse bu terimleri kullanıcam size
donk!
hönk!
yuhannes!
ohannes!
vıy!
hö!
oğ neki !
:blink:
:huh:
:unsure:
:mellow:
:ep:

tipik bir ''sanal alem virüsü'' bulaşmış size kesin. tedaviye ihtiyacınız var.[/quote]
Ne alaka, benim o koyduklarım alıntıydı. Copy paste yaptım ki yazsam da acaip birşey yok bunda.
[quote name='Bhaalspawn' post='120650' date='Jun 4 2007, 15:32 PM']Deus Ex benim bildiğim rpg değil.Ama biliyorum onu da oynadım. :P[/quote]

Deux Ex seriside RYO. Herhangi bir siteye bak istersen türüne ne yazıyor.
  • Author
[quote name='Shevarash' post='120746' date='Jun 4 2007, 18:11 PM']Ne alaka, benim o koyduklarım alıntıydı. Copy paste yaptım ki yazsam da acaip birşey yok bunda.[/quote]

Gerçekten uzun olmuş ama :lol: Alttaki cevabı görebilmek için 10 tur attırmam gerekti mouseun tekerleğine :lol: Ama yine de konuyu bilmesem okurdum.
zaten saymıssın hepsını yenı cıkanları pek bılmıyorumda ıce wınd dale-2 oynamadıysan senaryonun devamını mutlaka oyna bırde ıce wınd dalenın eklentısı var aklıma gelmıyor su anda bulursan mutlaka oyna gerısı hıkaye oluyor
  • Author
O yazdıklarımın hepsini seri olarak oynadım.Sadece ilk oyunu yazdığıma bakma.
  • Author
[quote name='Elundel' post='120772' date='Jun 4 2007, 18:45 PM']Deux Ex seriside RYO. Herhangi bir siteye bak istersen türüne ne yazıyor.[/quote]

Deus ex FPS/RPG.Ama FPS çok daha ağır basıyor.Benim bahsettiğim oyunlar tam RPG olanlar.
[quote name='Bhaalspawn' post='120777' date='Jun 4 2007, 17:57 PM']O yazdıklarımın hepsini seri olarak oynadım.Sadece ilk oyunu yazdığıma bakma.[/quote]


ehehuehu oynama o zaman artık ne kalmıs gerıye
  • Author
Neyse şu an Arcanum iniyor(daha ayın 4'ünde kotayı aşıyom valla :lol: )Alabilirsem Neverwinter Nights II alıcam.1-2 hafta idare edebilirler beni.Zaten Drizzt kitaplarını okudum dün sabahtan bu sabaha kadar.Gaza geldim.Bütün Forgotten Realms oyunlarını baştan bitiricem.

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Guest
Reply to this topic...